13 Kasım 2009 Cuma

TÜRK FUTBOLUNA YAPIŞAN KENELER DOSYASI no. 1 :: AHMET GÖKÇEK

Ayıcığın başlattığı akımı, uzun bir aradan sonra, ben de kendimce bir dosya açarak devam ettirmeyi düşündüm. Evet yılların eskitemediği sevgili Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Melih Gökçek’in oğlu Ahmet Gökçek’den bahsediyoruz. Ahmet Gökçek bundan 4 yıl önce kardeşi Osman Gökçek ile beraber gazeteci Sirer Doğan ve oğullarını yaralamaktan dolayı biri 1 yıl 5 ay, diğeri 1 yıl hapse mahkum edilen Gökçek kardeşlerden büyük olanı. Daha sonra küçük kardeş Osman Gökçek’in cezası 48(!)cmlık samurai kılıcı taşımaktan 9 ay uzatılıyor, bütün bu cezaların 17 500 TL para cezasına çevrilmesiyle iki kardeş serbest kalıyorlar.

Ahmet Gökçek’in başkanlık serüveni 2006-2007 sezonunda Berlin’de başlıyor; Oberlinga[1]’da mücadele eden 102 yıllık Berlin Athletik Kulüb 07’nin başına geçen Gökçek’in ilk işi kulübün adını “Berlin Ankaraspor Kulübü 07” olarak değiştirmek oluyor. Başkan seçileli 1 yıl olmayan Gökçek, 2007 yazında ani bir kararla kulüp başkanlığından istifa ediyor, ondan geriye borçlar nedeniyle gelen icra kararları kalıyor. Kulübün iflasını önlemek isteyen, yeni ismiyle Berlin Ankaraspor Kulübü 07’nün eski yöneticilerinin Melih Gökçek ve oğlu Ahmet Gökçek’e gönderdikleri mektup bir hayli ilginç:

“BERLİN Ankaraspor Kulübü eski adıyla Berliner Athletik Kulüb 07 tam 100 yıllık bir spor kulübüdür. Kulübümüz geçen yıl Alman Futbol Federasyonu ve Alman Spor Birliği tarafından 100'üncü yılı nedeniyle ödüllendirildi. Bu mektubu size yazan bizler kulübün uzun yıllardan beri Alman üyeleriyiz. 2006-2007 sezonunda güzel bir proje ve güzel vaatlerle 99 yıllık kulübümüzün ismini değiştirerek, siz Ankaraspor'un yöneticileri yönetimi devraldığınızda, güven içinde size destek verdik. Şimdi öğreniyoruz ki o günlerde 200 bin euro gönderip kulübün borçlarının kapanması için talimat vermişsiniz. Duyumlarımıza göre bu paranın bir bölümü sayın Hilmi Gökçınar'a iade edilmiş, bir bölümümü transfere harcanmış ve 100 bin eurosu ise bazı şahıslar arasında paylaşılmış. Sezon içerisinde yine nereye harcandığı tam olarak bilinmeyen yüz binlerce euro Berlin'e gönderilmiş, proje bittiğinde ise herkes elini ayağını çekerek kulübümüzü bir yıl ortada bırakmış. Son günlerde gelen icra kararları borçlar nedeniyle yönetimsizlik kulübü kapanma noktasına getirdi. İstanbul'dan ısmarlanan spor malzemelerinin ödemesini yapmadığınız için dönemin yöneticileri için tutuklama kararı çıkmış. Kulübümüzün resmi kanal yolu ile iflası isteniyor. Biz eski kulübümüzü geri istiyoruz. Sayın Ankaraspor yöneticilerinin 'Borçsuz' devredeceğiz sözünü yerine getirmesini istiyoruz. 100 yıllık kulübümüzün kapanması ve alt yapıdaki çocukların ailelerinin kapı önünde bırakılmasını hangi vicdan kabul eder. Sizler, Berlin Ankaraspor BAK Başkanımız sayın Ahmet Gökçek ve Ankaraspor'un fahri başkanı ve Ankara Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek kabul etmemelisiniz. Lütfen dönemin 52 bin euro borcunu ve kulübün eski logolu haline gelebilmesi için bize söz verilen 50 bin euroyu yani toplam 102 bin euroyu 31.12.08 tarihine kadar kulübümüze ulaştırılmasının sağlamanızı saygı ile rica ediyoruz. Bu meblağı siz başkanlarımız borçlu olduğunuz yerlere ulaştıramazsanız Alman kanunlarına göre kulübün yöneticilerinin tutuklamayla kulübümüz kapanmayla karşı karşıya gelecek. Lütfen haklı sesimize kulak verin. Eğer konuyu daha iyi anlatmamızı isterseniz 5-7 Ocak tarihleri arasına randevu veriniz. Bunlara karşın olumsuz durumda bizler başta Berlin Spor Birliğine, Alman Futbol Federasyonuna, Berlin Başkonsolosluğuna, Türkiye Futbol federasyonuna, Türkiye Spor bakanlığına ve tüm basın yayın organlarına ve siyasi partilere konuyu aktarıp sorumlu şahısları ayrıca yargıya vereceğiz. 100 yıllık kulübümüzün kurtarılması için gererken hassasiyeti göstereceğine inanıyor ve konu ile ilgili yardımınızı esirgemeyeceğini umuyoruz.” [2]

Daha sonra bu konuyla ilgili bir ses çıkmadığına göre anlıyoruz ki 102 bin Euro Berlin’e ulaşmış.

Ardından Melih Gökçek, oğlunun futbol yöneticiliği konusunda yeterince pişmiş olduğunu düşündüğünden olacak ki, yıllardır hayalini kurduğu Ankaragücü projesini oğlu vasıtasıyla gerçekleştirmek için düğmeye basmıştır. İlk olarak babasının cumhuriyet tarihinin en başarılı belediyesinin(!) kaynaklarıyla yoktan var ettiği Ankaraspor’un başına geçen Ahmet Gökçek, ardından 2009-2010 sezonu başında Ankaragücü başkanı seçilmiş ve Ankaraspor’dan futbolcuları üç otuz paraya Ankaragücü’ne transfer etmeye başlamıştır. Adeta Football Manager’da iki hesabı kontrol edermişçesine oyuncuları Ankaragücü’ne geçiren Gökçek’in bu davranışları sonucunda Ankaraspor küme düşürülmüş, kendisi de 6 ay hak mahrumiyeti cezasına çarptırılmıştır. Burada aslında bütün yaşananlar ortadayken Ahmet Gökçek’e sadece 6 ay ceza veren futbol federasyonunu da tartışmamız gerekiyor ama o başlı başına bir araştırma konusu, şimdi konuyu dağıtmayalım.

Kendisine verilen 6 aylık hak mahrumiyeti cezası tabi ki oğul Gökçek’in hızını kesmeyecektir. Ne hakkından, ne mahrumiyetinden bahsediyorsunuz? Daha aradan 2 ay geçmeden, kulübün antreman saatleri antrenör Hikmet Karaman’dan habersiz –ki aralarındaki sözleşmede antreman saatlerinin Hikmet Karaman tarafından belirleneceği yazılı olmasına rağmen- değiştirilmiş, ertesi gün hocanın belirlediği saatte tesislere gelen futbolcular içeri alınmamışlardır. Karşılaştığı bu durum karşısında akil davranan Hikmet Karaman ise, kulübe noter çağırıp durumu tespit ettirmekle yetinmiş.

Hayır, bir antrenörle çalışmak istemeyebilirsin tamam. Ama bunun bir yolu var, yordamı var. Ödersin tazminatını, sözleşmenin gerekleri neyse karşılar, yollarını ayırırsın. Habersiz antreman saatini değiştirmeler, futbolcuları teker teker aramalar, futbolcuların arasından futbol katili Hürriyet’i tetikçi seçmeler… Bir de bir açıklaması var ki Sn. Gökçek’in, ülkemizdeki futbol yöneticiliğinin içinde bulunduğu duruma gülsek mi, ağlasak mı bilemedim. Neymiş? Benzer durum Gençlerbirliğiyle Bülent Korkmaz arasında da yaşanmış, Bülent Korkmaz sessiz sedasız hakkını almış, bu durum Bülent Korkmaz’ın saygınlığını da arttırmışmış. Gerçekten yazık…



-benim olacak Ankaragücü, binicem üstüne, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı.
-...
-nedenmiş? Babam çok zengin benim. Çuvalla para verir, yine de alır.


_______________________________________________

1. Almanya'da 5.lige denk geliyor.

2. Kaynak: hurriyet.de


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder