28 Nisan 2009 Salı

Allah'ın sevgili kulu futbolcular dosyası nümero 2:Ayhan Akman


Futbol ortamlarının sinirli,şaşkın ifadeli çocuğu,yılların malesef eskitemediği sarı leke.Ayhan'ın bu dosyada yer alacağını öğrenen bir kaç arkadaşım "Yapma,Ayhan fena değil,İbrahim Üzülmez'le,Hüseyin Şimşir'le aynı kefeye konur mu" şeklinde serzenişlerde bulundular.Bunun üzerine kendimden şüpheye düştüm."Yahu ben başka adam mı izliyorum yıllardır" diye düşündüm durdum ve hafta sonunda oynanan Ankaraspor maçında yalnızca Ayhan'ı izledim.Fena da başlamadı maça;düzgün paslar verdi ancak dakikalar ilerledikçe boş adamı görmemeler,gereksiz çalımlar,oyunu sıkıştırmaya adeta gayret etmeler bir Galatasaraylı'nın Ayhan'ı neden sevmemesi gerektiğini bana çabucak hatırlattı.Tamam,Ayhan'ın işe yaradığı maçlar da olmuştur,kendini geliştirdiği de doğrudur amenna ama yapmayınız etmeyiniz,yolunan sakallarımın yüzde yirmisi Bülent Akın,Cihan Haspolatlı,Orhan Ak ve diğerleri yüzündense yüzde sekseni Ayhan yüzündendir.(hadi hadi siz de yapıyorsunuz,pişt sen,oradaki,sakallarını kesmeye kasamayıp sakal yakışıyor karizması yapan sana diyorum).

Ayhan futbola Niğdespor'da başlıyor.94-95 sezonunda Gaziantepspor'a transfer olyor.Çocucukluğumdan hatırlıyorum iyi de oynardı Antep'te.Çalımları,uzaktan golleri vardı.Mesela Ayhan konusunda anlayamadığım bir nokta da bu;18 yaşında şut atmayı bilen biri daha sonra nasıl unutur?Neyse Ayhan o zamanlar oyun kurucu olarak oynuyor,Gaziantep kariyerini 112 maçta 27 golle tamamlarken,ligin en çok dikkat çeken genç oyuncusu olmayı da başarıyor.Hal böyle olunca 3 büyükler peşine düşüyor ve en sonunda Beşiktaş tam 8.750.000 dolar ödeyerek yalnızca Ayhan'ı kapmış olmuyor aynı zamanda ligimizin en israf transferlerinden birini gerçekleştirmiş oluyor.Tabi dönemin G.Antep Başkanı Celal Doğan'ı da tebrik etmek gerek.


Ne oluyorsa oluyor,Ayhan'ın ayakları bağlanıyor,Beşiktaş'ta isteneni veremiyor,belki de büyük takımı kaldıramıyor.Geçirdiği 3 sezon sonunda dönemin teknik direktörü Daum Ayhan'ın "gereksiz" olduğunu söylüyor.(Sanırım Daum'un hiç bir yorumuna bu yorumu kadar katılamam.)Beceriksizlikten tüm orta sahasını sağa sola bedavaya kaptırmış olan Galatasaray yönetimi Ayhan'ı üç kuruşa alabileceklerini farkedince hiç durmuyorlar ve Galatasaray taraftarının Ayhan kabusu başlıyor.


Lucescu iyi hocadır,kötü hocadır tartışılır ama bizlere yaptığı büyük bir kötülük var: Ayhan'a savunma öğretip ön libero yaratma çabası.Geçtiğimiz günlerde Galatasaray yönetimi Ayhan'la 3 yıllık daha sözleşme imzaladı.Ben haberi okuduğumda lanetler yağdıradurayım Ligtv'nin muzip muhabiri Bahri Havadır Ayhan'la sözleşmen hayırlı olsun röportajı yaparken karşıma çıktılar.Bahri,"Ayhan kendini hep geliştiriyorsun" filan gibi alttan gazı verdikçe,bizimki açıldı da açıldı:"Ben savunma yapmayı 28 yaşında öğrendim,bu yaşımda hala öğreneceklerim var,her geçen gün kendime katıyorum" Yahu geleceğin yıldızları yaz futbol okulu mu kardeşim burası.Gelmişsin 32 yaşına hala öğreniyorum diyorsun.Öğrenmesin mi?Elbette öğrensin.Hakeme her maçta küfretmemeyi,türlü çirkefliklerle rakibini rahatsız etmemeyi,ona buna gözlerini kocaman açıp hipnozedervari hareketlerde bulunmamayı öğrensin.Kaldı ki 28 yaşından sonra öğrendim dediği savunma da en çirkin faulleri yapmaktan ibaret.Bütün güzel atakları rezil eden,bütün ileri verilmesi gereken pasları yana ya da geriye veren,en sıkışık adamlara en bozuk pasları veren,top kontrolü diye bir şeyi henüz öğrenmemiş,33. yaşında öğrenmeyi planlayan,her maçta en az 4 kez kırmızı kart görme potansiyeli yakalamasına karşın pek az gören bu adamı her yeni teknik direktörün bağrına basması kendisinin İnan Kıraç'ın gayr-i meşru çocuğu olduğunu düşünmeme sebep oluyor.Ama 18 kez milli formayı giymesini nasıl açıklarım onu bilemiyorum.Ha diyeceksiniz "Başka adam mı yok,madem bu kadar kötü neden onu oynatıyorlar?"Olmaz olur mu,adam dolu.Bir kaç yıl önce gazetede Galatasaraylı Batista'nın iddia üzerine üstüste 30 bira içtiği haberi vardı,ben o haberi diğerlerine sesli okurken biri "Ee herhalde oğlum,benim yerime de Ayhan'ı oynatsalar ben de 30 bira içerim" demişti.Batista'ya ne oldu bilmiyoruz.Ama o ve niceleri Ayhan'ın cıvık sarı saçlarının arasında kayboldular.Ayhan bizi Galatsaraylı olmaktan utandıracak derecede çirkefliği,fazladan stres yaratan top kayıpları,zekasının bir hamle yapmayı kıvıramadığı yerlerde 3 kişinin arasına topla dalışları,atamadığı pasları atsa ne olurdu diye düşündürürken kaybettirdiği vakitleri ve ağır çekimlerde dudaklarından okunan ağır küfürleriyle Galatasaray'da her maça ilk onbir çıkmaya devam ediyor ve korkarız ki çıkmaya da devam edecek zira o da bir Allah'ın sevgili kulu.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder