23 Mart 2009 Pazartesi

Keşke Bülent Uygun Olmasaydı!














Ligin bitimine dokuz hafta kala Sivasspor liderliğini sürdürüyor.Gönül isterdi ki Sivasspor'un bu başarısını tebrik eden bir yazı yazalım."Sonunda zincir kırılıyor, dört takım dışında bir takım şampiyon olacak" umutlarını besleyebilelim,Sivasspor'un şampiyonluğunu yalnızca bir sportif başarı değil de Anadolu'nun yükselişinin bir simgesi olarak görebilelim.Hangimiz çıkmazdı ki Taksim'e Sivasspor'un şampiyonluk kutlamalarında bağıra çağıra halay çekmeye?
Ama olmadı.Bir adam ve kullandığı,şehrin;potansiyel milliyetçi,bağnaz,lümpen refleksi hevesimizi kursağımızda bıraktı.Biz onu çocukluğumuzun maçlarından,asker selamlı uyduruk gol sevinciyle hatırlıyorduk zaten ama bu derece yükselip başımıza önemli adam çakması kesileceğini bilmiyorduk.Kestiği ahkamlar sabrımızın sınırlarını çoktan geride bırakırken,Ankaraspor maçında kulübeye savurduğu beceriksiz tekmeleriyle görsel estetik algımıza da limon sıktı.Niye bu kadar sert eleştirdiğimi soranlar için dilerseniz bu şahsiyetin beynimizde yarattığı kirliliği şöylece bir hatırlayalım.Hakan Şükür'ün din sömürüsü yaptığı eleştirilerini duyan Bülent Uygun bu eleştirilere duyarsız kalamıyor ve "Onu eleştirenleri hiç cumaya giderken görmedim" diyerek ne kadar dinibütün olduğunu hayran kitlesine kanıtlıyor.Bir maç öncesinde fikri soruluyor,küçük hoca bu fırsatı kaçırmıyor:"Rakibimizi cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Sivas'ta, Sivasspor'a yakışır şekilde ağırlayacagız,valimiz,emniyet müdürümüz,başkanımız hep birlikte adeta seferber olduk, rakibimizi ağırlıyoruz. Mübarek cuma gününün ruhuna uygun, centilmen, askerlerimizin dağlarda çarpıştığı şu günlerde onlara layık olmaya çalışarak,temiz bir maç oynayacağız. Bizim bütçemiz 10 trilyon, ama bu çocukların hepsinde aslan gibi yürek var, İnşallah Allah'ın da izniyle bu çocuklar Türkiye'yi Türklüğü başarıyla temsil edecekler" buyuruyor.Böylece takımını nasıl bir motivasyonla hazırladığını açık etmiş oluyor.Bülentçik'in yabancılara bakışını da ne yazık ki kendi ağızından duymak zulmüne maruz kalıyoruz:"Lige verilen aranın nedeni yabancıların Christmas'ı rahat geçirmesidir. Bu uygulamanın tamamen karşısındayım ve saçma buluyorum. Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benzetiyorum."Asker Bülent lakaplı bu beyefendinin iki adet şiiri de var.İlkini milli takıma yazmış,ismi :"Haydi Türkiye'nin Aslanları".Bu şiirin futbolla ilgisinin bulunduğunu yalnızca birkaç kere geçen "maç" ve "rakip" kelimelerinden ya anlıyoruz ya da anlamıyoruz.Şiir olduğu öngörülen püsür şöyle:

Çıkacağımız bu şerefli yolda, yetmiş milyon tek yüreğiz...
İnancın; zafere ve ülkemin güzel insanlarına sevgi çığlıkları attırması için bir kere daha...
Siz asilliğinizi atalarımızın asil kanından almış türk gençlerisiniz...
Her maçta, her sahada yenmeye çıkan sizsiniz.
Rakip kim olursa olsun, ülkemi coşturan yine sizsiniz...

Şehit kokar ülkemin taşı toprağı
Al kanla boyadık biz bu bayrağı
Yetmiş milyon tek yürekte birleşmiş
Gönlümüzde kuruldu on bir aslan otağı

Kırmızı beyazdır rengimiz, türk oğlu türk'üz hepimiz
Sevgi, dostluk var olsun, türkiyem şad olsun
Bu maçta da her maç gibi kazanmaya and olsun
Ne mutlu Türküm diyene.

İkinci şiirini ise ne ilginçtir ki Yaşar Büyükanıt'ın görevi bırakmasından duyduğu vahameti ve üzüntüyü anlatmak için kendisine gönderdiği bir mektubun sonuna iliştirivermiş.Çok beğenmiş olacak ki kendi internet sitesine eklemeyi de ihmal etmemiş.Bülentçik'in Nihal Atsız'a taş
çıkarttığı bu ikinci büyük eseri de şöyle:

canım feda toprağına
akan suya yaprağına
yetmiş milyon mehmetçiğin
selam durur bayrağına.

yaşar paşam emrindeyiz
sadakattir yeminimiz
tek yürekte, tek bir rengiz
mehmediz biz, mehmetçiğiz.

selam olsun vatanıma
suyun içtim kana kana
kıyameti yaşatır ilker paşam
bu vatana göz koyana.

korkutur düşmanı kartal bakışın
sevdadır gönlümüzde ışık yakışın
bu sevdadan vazgeçilmez, mümkün mü?
can veririz yoluna vatan aşkının

Şimdi ben,bütün bunları gördükten,neyin nasıl kullanıldığını anladıktan sonra,kesinlikle ve kesinlikle Sivasspor'un şampiyon olmasını istemiyorum.Hayır.Böyle olacaksa olmasın.Ya "Üç buçuk büyükler" şampiyon kalsın ya da bu toprakların gördüğü bunca kabustan sonra olacaksa serap olsun.Bank Asya Ligi'nde ikinci sırada bulunan Diyarbakırspor Süperlig'e yükselsin sonra da şampiyon olsun,Murat Uyurkulak'ın "yamuklarının" en sonunda yüzü gülsün.Bizler de belki ilk defa yerinde bir şampiyonluk turuna çıkalım caddelerde.Çünkü hiçbir zafer,hakkı yenilenin zaferinden büyük olamaz...

1 yorum:

  1. Her şeyiyle; duruşu, konuşması, giyimi... yazık bir adam. Hatta Balili'yi kadroda nasıl tuttuğunu da anlamış değilim. Filistin olayları sonrası Balili'nin İsraili kınıyorum diye röpörtaj vermesinin altında -gerçekten kınıyor olsa bile-, bir Bülent Uygun faktörü'nün de olduğunu düşünmüyor değilim.

    Milli takıma gelince; Milli takımda milliyetçilik durumu biraz farklı. Türkiye milli takımı milliyetçi bir teknik adam(Fatih Terim) ve milliyetçi futbolculardan(Volkan, Servet, Emre, Hamit...) oluşmasaydı geçen sene alınan başarının yarısını göremezdik gibime geliyor. Bu jenerasyonda futbolculardaki milliyetçiliğin futbola etkisi resmen doping muadili.

    YanıtlaSil